×
İDARENİN HİZMET KUSURU NEDENİYLE TAZMİN SORUMLULUĞU

İDARENİN HİZMET KUSURU NEDENİYLE TAZMİN SORUMLULUĞU

1-İdarenin herhangi bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi zararının tazmini amacıyla açtığı bir idari dava türüne tam yargı davası denir. Tam yargı davası, idare aleyhine açılan özel hukuktaki tazminat veya alacak davasına benzer bir idari dava olarak nitelenebilir. Tam yargı davası, idari işlemden kaynaklanan bir zararın tazmini istemine dayanıyorsa iptal davası ile birlikte açılabileceği gibi, iptal davasının kesinleşmesinden sonra bağımsız bir dava olarak da açılabilir.

2-İdare hukukunda tam yargı davasının işlevi, idarenin işlem ve eylemleriyle kişilerin mallarına veya parasal değerlerine verdiği zararların giderilmesi olarak açıklanmaktadır.  Tam  yargı davası çeşitlerinden birisi de  Tazminat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davasıdır.

3-Tazminat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası: İdare, işlem ve eylemleriyle kişilere zarar verdiğinde zarara uğrayanların idari yargıda maddi ve manevi tazminat davası açarak zararın giderilmesini sağladıkları tam yargı davasıdır. Tazminat davasının tipik şekillerinden biri idarenin hizmet kusuruna dayanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Örneğin, idarenin kazı çalışması yaparken açıkta bıraktığı çukur sebebiyle bir kimsenin ölmesine neden olması halinde yakınları idareye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir.

4-İdarenin işlem, eylem veya ihmalleri nedeniyle zarara uğrayanlara karşı tazmin yükümlülüğü idare hukukunda iki temel hukuki nedene dayanır:

-İdarenin “hizmet kusuru” (kusurlu sorumluluk) nedeniyle tazmin yükümlülüğü,

-İdarenin “kusursuz sorumluluk” ilkeleri gereği tazmin yükümlülüğü.

İDARENİN HİZMET KUSURU NEDENİYLE TAZMİN SORUMLULUĞU

1-İdareninin kusura dayanan sorumluluğuna idare hukukunda “hizmet kusuru” denilmektedir. Hizmet kusuru, idarenin işleyişinde veya yerine getirdiği kamu hizmetinde eksiklik, ihmal veya gecikme yaşanmasıdır. Hizmet kusuru, idare hukukunda özel hukuktaki “kusurlu sorumluluk” hallerinden farklı bir anlam taşımaktadır. Özel hukuktan farklı olarak objektifleşen ve kendine özgü bir karakteri olan bir kusurlu sorumluluk halidir. Yargısal kararlarda hizmet kusurunun üç şekilde gerçekleştiği kabul edilir:

-Kamu hizmetinin hiç işlememesi nedeniyle hizmet kusuru,

-Kamu hizmetinin geç işlemesi nedeniyle hizmet kusuru,

-Kamu hizmetinin kötü işlemesi nedeniyle hizmet kusuru.

2-Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organize edilmesi ve işleyişi ile ilgilidir. Kamu hizmeti eksik veya kötü yerine getirilmekte veya bu faaliyet hizmet icaplarına uygun değilse, idarenin kamu hizmetini kusurlu yürüttüğü kabul edilir. Kamu görevlisinin görevini ifa ederken görevi sebebiyle meydana gelen tüm kişisel kusurları “görev kusuru” kapsamında hizmet kusuru oluşturur.

3-Tam yargı tazminat davasına konu olabilecek hizmet kusuru hallerine bazı örnekler şu şekildedir:

-Devlet hastanesinde görevli doktorun yanlış iğne yapması nedeniyle bir kimsenin sakat kalması,

-İdarenin yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama konusundaki idari faaliyetlerindeki ihmal veya eksiklik nedeniyle meydana gelen trafik kazası,

-Tarlada unutulan askeri mühimmatın patlayarak ölüme neden olması,

-Ambulans şoförünün hasta taşırken yaptığı trafik kazası nedeniyle ambulanstaki hastanın ölmesi,

-Hastanenin steril olmaması nedeniyle virüs bulaşan bir kimsenin vefat etmesi,

-İdarenin döşediği kaçak elektriğin çarpması nedeniyle ölüm gerçekleşmesi.

TAM YARGI DAVASI NASIL AÇILIR?

1-Tam yargı davası, idari işlem veya eylemin özelliğine göre Danıştay, idare veya vergi mahkemesinde açılabilen bir idari dava türüdür. Tam yargı davaları şu şekilde açılabilir (D.6-K:2015/1893):

2-İdari bir eylemden zarar görenler tam yargı davası açmadan önce, zarar verici idari eylemi idarenin yazılı bildirimi veya başka şekilde öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halukarda eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açılabilir.

3-Hakları ihlal eden idari işleme karşı iptal davası için öngörülen dava açma süresi içerisinde doğrudan tam yargı davası açabilirler.

4-Hakları ihlal eden idari işleme karşı dava açma süresi içerisinde iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilirler.

5-Hakları ihlal eden idari işleme karşı açılan iptal davasının karara bağlanması üzerine kararın tebliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilirler.

6-Hakları ihlal eden idari işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde dava açılabilirler veya bu dört ayrı tam yargı davası açma süresi içerisinde, 2577 Sayılı Kanun’un aşağıda açıkladığımız 11. maddesinde öngörülen başvuru yolları da kullanılmak suretiyle sözü geçen tam yargı davaları açılabilir.

TAM YARGI DAVASI AÇMA SÜRESİ NEDİR?

1-İdare hukukunda tam yargı davası açma süresi, zarara yol açan işlem veya eylem ile zararın kapsamının tam olarak öğrenilmesinden itibaren işlemeye başlar.

2-İdari eylemler” nedeniyle idari yargıda doğrudan tam yargı davası açma süresi; İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açılabilir. İdare, istek hakkında 30 gün içinde cevap vermediği takdirde bu sürenin bittiği tarihte istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmiş sayılmasından itibaren, 60 günlük dava açma süresi içinde tam yargı davası açılabilir (İdari Yargılama Usulü Kanunu m.11).

3-İdari işlemler” nedeniyle idari yargıda doğrudan tam yargı davası açma süresi;

-Genel Dava Açma Süresi: İdari işlemin tebliğinden itibaren idare mahkemelerinde 60 gün ve vergi mahkemelerinde 30 gün içinde tam yargı davası açılmalıdır (İYUK m.7). Bu süreler, hukuken zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süre niteliğindedir. Kural olarak tüm idari işlemlere karşı tam yargı davası açılırken bu dava açma süreleri uygulanır.

-Özel Dava Açma Süresi: İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda veya özel maddelerde, genel dava açma sürelerinin dışında ayrı dava açma süreleri öngörülebilir. Bu durumda genel dava açma süresi değil, idari işleme dair kanunda öngörülen özel dava açma süresi ne ise, o özel süre uygulanır. Ancak, özel dava açma süresinin uygulanabilmesi için idare tarafından yapılan işlemde özel dava açma süresi açıkça gösterilmelidir. Özel dava açma süresi idari işlemde açıkça gösterilmeyen hallerde, o idari işlem aleyhine genel dava açma süreleri içinde tam yargı davası açılabilir.

4-İdari işleme karşı üst makamlara başvurma halinde tam yargı davası açma süresi: İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, tam yargı davasına konu edilecek idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır (İYUK m.11). Örneğin, Bakırköy Kaymakamlığının yaptığı bir idari işlemin 01.01.2021 tarihinde kendisine tebliğ edilmesi üzerine, işleme karşı üst makam olan İstanbul Valiliğine 21.01.2021 tarihinde itiraz eden kişinin itirazı İstanbul Valiliği tarafından 01.03.2021 tarihinde reddedilmiş olsun. Bu halde, üst makamın red tarihinden itibaren dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecektir. Yani, işlemin tebliği tarihinden itiraz tarihi olan 21.01.2021 tarihine kadar işleyen 20 gün, dava açma süresinden düşülür, geri kalan dava açma süresi üst makamın red tarihi olan 01.03.2018 tarihinden itibaren işlemeye başlar.

5-İdari işleme karşı önce iptal davası açılması halinde tam yargı davası açma süresi: İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği üzerine; tebliğ tarihinden itibaren dava açma süresi içinde (Danıştay ve İdare mhk. 60 gün, Vergi mhk 30 gün) tam yargı davası açabilirler. Bir idari işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı işlemin icra tarihinden itibaren başlamak üzere dava açma süresi (Danıştay ve İdare mhk. 60 gün, Vergi mhk 30 gün) içinde tam yargı davası açılabilir (İYUK m.12).

6-İdari makamlara bir işlem veya eylem yapılması için başvurulması halinde tam yargı davası açma süresi; Henüz iptal ve tam yargı davasına konu olabilecek bir idari işlem yok iken veya var olmasına rağmen ilgilinin bilgisi yoksa; ilgili kişi idareye bir dilekçeyle başvurarak bir işlem veya eylem yapılmasını talep edebilir. 30 gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer 30 günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Yani, isteğin reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi, dilekçenin verildiği tarihten itibaren konusuna göre 60 veya 90 gün geçmesiyle hak düşürücü süreye uğrar. Özellikle belirtelim ki, 30 günlük süre içinde idarece cevap verilmesine rağmen, verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. İlgilinin kesin cevabı beklediği hallerde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren 4 ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idarî makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde (Danıştay ve İdare mhk. 60 gün, Vergi mhk 30 gün) dava açabilirler. Örneğin, idare kendisine 01.2.2021 tarihinde dilekçeyle yapılan başvuruya 30 gün içinde cevap vermemiş ve daha sonra dava açma süresi içinde dava açılmamış olsun. İdare, 5 ay sonra 01.07.2021 tarihinde yapılan başvuruya cevap verdiğinde, cevabın tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük ek bir dava açma süresi işlemeye başlar.

TAM YARGI DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME 

Tam yargı davalarında görevli mahkeme, aksi kanunlarda belirtilmedikçe, idare mahkemeleridir. Bahse konu istisnai duruma örnek olarak, 2575 sayılı danıştay kanunu madde 24'te sayılan davaların, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görüleceğine ilişkin düzenleme örnek gösterilebilir.

TAM YARGI DAVALARINDA YETKİLE MAHKEME

İdari sözleşmelerden doğan tam yargı davalarında, genel yetkiye tabi olup bu davalarda dava konusu idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. 

Bunlar dışında kalan tam yargı davalarında yetki hususu ise İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) madde 36'da düzenlenmiştir. Buna göre, zararı doğuran idari uyuşmazlık, şayet zarar bayındırlık- ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuşsa hizmetin görüldüğü/ eylemin yapıldığı yer idare mahkemesi yetkilidir. Diğer hallerde ise davacının ikametgahı yer mahkemesi yetkili sayılmaktadır.

TAM YARGI DAVALARINDA HUSUMET 

Tam yargı davaları doğrudan söz konusu hukuka aykırı eylemi ve/ veya işlemi gerçekleştiren idareye karşı dava açılmalıdır. Burada yetkili idarenin belirlenmesinde ilgili idare arası hiyerarşi gözetilmeli ve doğrudan işlemden sorumlu olan idareye husumet yönetilmelidir. Şayet bu yapılmazsa mahkemece, kendiliğinden yapılacak bir değerlendirme  nihayetinde gerçek hasma tebliğ kararı verilir. 

TAM YARGI DAVASINDA AVUKATA NASIL VEKALET VERİLİR ?

Tam yargı davasında kişi avukat ile anlaşmış ise avukatın bilgilerini alarak notere başvurur. Burada bilgilerin notere verilmesi ve genel dava vekaletnamesi çıkartılmak istendiği iletilir. Çıkartılan genel dava vekaletnamesi avukata verilri ve avukat bu vekaletname ile birlikte mahkemeye başvurur ve tüm dava sürecini bu vekalet ile yürütür. darenin herhangi bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişi Anayasal hakkı olan dava açma hakkını kullanıp hakkını aramalıdır. Bu davalar uzmanlık gerektiren davalar olduğundan mütevellit idari dava avukatından yardım alınması tavsiye olunur.
Diğer Yazılar
İŞVERENİN HAZIRLAMASI GEREKLİ OLAN ÖZLÜK DOSYASI HAKKINDA
BOŞANMADA MAL REJİMİ DAVASI
BOŞANMA DAVASI
HİZMET TESPİT DAVASI
SORUŞTURMA İZNİNE İTİRAZ
İDARENİN HİZMET KUSURU NEDENİYLE TAZMİN SORUMLULUĞU
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONELİNİN YARALANMA SEBEBİ İLE NAKDİ TAZMİNAT HAKKI
GÜVENLİK SOUŞTURMASININ OLUMSUZ SONUÇLANMASI NEDENİYLE SÖZLEŞME FESHİ
UZMAN ERBAŞLARIN UZMAN ÇAVUŞLUĞA TERFİ ETTİRİLMESİ DAVASI
UZMAN ERBAŞ OLUR RAPORU ALAMAYAN ADAYLARIN İZLEYEBİLECEĞİ HUKUKİ YOL
UZMAN ERBAŞ KANUNU KENDİNDEN İSTİFADE EDİLEMEME ANAYASA MAHKEMESİ İPTALİNİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİ
SÖZLEŞMELİ ER VE ERBAŞLARIN ''90 (DOKSAN) GÜN ÜZERİNDE RAPOR ALINMASI'' SEBEBİ İLE SÖZLEŞMELERİNİN FESHİ
UZMAN ÇAVUŞLARIN ''90 (DOKSAN) GÜN ÜZERİNDE RAPOR ALINMASI'' SEBEBİ İLE SÖZLEŞMELERİNİN FESHİ
7068 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN KABUL EDİLMESİNE DAİR KANUN KAPSAMINDA MESLEKTEN ÇIKARMA CEZASI
7068 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN KABUL EDİLMESİNE DAİR KANUN KAPSAMINDA UZUN SÜRELİ DURDURMA CEZASI
7068 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN KABUL EDİLMESİNE DAİR KANUN KAPSAMINDA KISA SÜRELİ DURDURMA CEZASI
7068 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN KABUL EDİLMESİNE DAİR KANUN KAPSAMINDA AYLIKTAN KESME CEZASI
6413 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU KAPSAMINDA SİLAHLI KUVVETLERDEN AYIRMA CEZASI
6413 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU KAPSAMINDA HİZMETE KISA SÜRELİ DEVAM CEZASI
6413 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU KAPSAMINDA HİZMET YERİNE TERK ETMEME CEZASI
6413 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU KAPSAMINDA KINAMA DİSİPLİN CEZASI
6413 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU KAPSAMINDA UYARMA DİSİPLİN CEZASI
6413 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU KAPSAMINDA AYLIKTAN KESME CEZASI
UZMAN ERBAŞ KANUNU KENDİNDEN İSTİFADE EDİLEMEME ANAYASA MAHKEMESİ İPTALİNİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİ
KENDİSİNDEN İSTİFADE EDİLEMEME SEBEBİ İLE SÖZLEŞMENİN FESHİ İDARİ İŞLEMİ
ATAMANIN İPTALİ DAVASI
SUBAY, ASTSUBAY, UZMAN ERBAŞ ile SÖZLEŞMELİ ERBAŞ ve ER ADAYLARININ SAĞLIK RAPORU NEDENİYLE ELENMESİ
UZMAN ERBAŞLAR BAKIMINDAN HARCIRAH DAVASI
SUBAY, ASTSUBAY VE UZMAN ERBAŞLAR BAKIMINDAN SİCİL İPTAL DAVASI
1632 SAYILI ASKERİ CEZA KANUNU KAPSAMINDA İTAATSİZLİKTE ISRAR EDENLERİN CEZASI
ALTAY HUKUK & DANIŞMANLIK Tüm Hakları Saklıdır. © 2022 Medyatör İnteraktif